2023 G7 Zirvesi, dünya genelinde dikkat çeken bir gelişmeye ev sahipliği yaptı. Bu yılki zirvede, geleneksel olarak Filistin konusunun gündemde olduğu bildirgeden, Filistin'in çıkarılması kararı alındı. Bu durum, hem uluslararası diplomasi dünyasında hem de medya organlarında büyük yankı uyandırdı. Filistin’in, G7 ülkeleri tarafından ele alınan bir konu olmaktan çıkarılması, İsrail yönetimi tarafından olumlu karşılandı ve bu durum, bölgede gerilimlerin artmasına neden olabileceği gibi pek çok tartışmayı da beraberinde getirdi.
Filistin’in bağımsızlığı için mücadele eden yetkililer, bu durumu kınadı. Filistin Otonom Yönetimi’nin üst düzey yetkililerinden biri, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “Bu karar, G7 ülkelerinin uluslararası hukukun ve Filistin halkının haklarının ihlali olduğunu göstermektedir” dedi. Filistin’in uluslararası planda tanınmasının giderek zorlaştığını dile getiren yetkili, bu tür adımların barış sürecini baltalayabileceği uyarısında bulundu. Aynı zamanda, bu kararın sadece Filistin ile sınırlı kalmayıp, tüm Ortadoğu’da istikrarsızlığa yol açabileceği öngörülüyor.
G7 ülkeleri, ekonomik işbirliği ve siyasi görüşmelerde liderlik rolü üstlenirken, Filistin meselesinin ajandanın dışında kalması, bazı çevrelerce tartışılabilir. Bildirgede yer almayan Filistin konusu, geçmişte G7’nin önemli gündem maddelerinden biriydi. Ancak, bu yıl G7 üyeleri, özellikle Batı ülkelerinin iç politikaları ve ekonomik zorlukların etkisiyle daha çok kendi çıkarlarına odaklandıkları görülüyor. Bu durum, küresel ekonomi ve siyasi istikrar üzerindeki etkileri bakımından dikkat çekici.
Filistin konusunun dışlanması, Gazze Şeridi’nde ve Batı Şeria’da devam eden çatışmaların çözümü için atılan adımların dikkate alınmaması anlamına geliyor. G7 ülkeleri, özellikle İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ve Japonya gibi güç merkezlerinin, Filistin konusunda daha cömert adımlar atmaktan çıkarak, İslami bir yönetim olan Hamas’ın kontrolündeki bölgelerle olan ilişkilerinde daha sert bir tutum geliştirmesi bekleniyor.
Uzmanlar, bu kararın uluslararası toplumun Filistin meselesine yaklaşımında daha büyük sorunlara yol açabileceğini öngörüyor. G7, kendi içindeki farklılıkları aşamadığı sürece bu tür kararların devamı gelebilir. Dolayısıyla, dünya genelinde barış ve istikrarı sağlamak için acilen daha yapıcı ve kapsayıcı bir yaklaşım benimsenmesi gerekiyor.
Sonuç olarak, G7’nin bu yılki zirvesinde alınan kararlar, Filistin konusunun uluslararası diplomasi sahnesinden tamamen silinip silinmediği sorusunu gündeme getiriyor. Barış sürecinin zayıflaması ve bölgedeki gerginliğin artması, askeri siyasi dinamiklerde de köklü değişimlere neden olabilir. Filistin meselesi, sadece bölgedeki halklar için değil, tüm dünya için uluslararası barış ve güvenliğin sağlanmasında kritik bir öneme sahip.