Son günlerde Türkiyede gündemi meşgul eden en önemli meselelerden biri, Hakkari ilinde başlayan seçim husumetinin İstanbul'a taşınması oldu. İki farklı grup arasında yaşanan gerilim, sadece bölgedeki siyasi istikrarı değil, aynı zamanda ülke genelindeki sosyal dinamikleri de etkiliyor. Hakkari'de meydana gelen olaylar, İstanbul'un kalabalık sokaklarına sıçrayarak, iki şehir arasındaki mesafeyi yok etmekle kalmadı, aynı zamanda sosyal medya üzerinden yayılan paylaşımlar Anadolu'nun birçok yerinde yankı buldu. İçinden geçmekte olduğumuz bu süreçte, seçim dönemlerinde yaşanan gerilimlerin nasıl büyük şehirlerde de etkili olabileceğini gözler önüne seriyor.
Hakkari'de yaşanan olaylar, aslında birkaç ay öncesine dayanıyor. Yerel seçimler öncesinde, iki ana siyasi grup arasında başlayan tartışmalar, ilk başta basit bir polemik şeklinde gelişti. Ancak zamanla, tartışmalar şiddetli kavgaya dönüşmeye başladı. Birçok insanın yaralandığı, bazı iş yerlerinin zarar gördüğü bu olaylar, bölgenin huzurunu olumsuz etkiledi. Siyasetçiler arasındaki bu çatışma, tabandan gelen insanların da kargaşaya katılmasıyla kontrolden çıktı. Hakkari'deki bu siyasi çekişmeler, İstanbul'da yaşayan Hakkari kökenli vatandaşlar arasında da kutuplaşmalara sebep oldu. Sosyal medya platformları ve çeşitli haber kanalları, Hakkari'deki gelişmeleri İstanbul sokaklarına taşıdı.
Hakkari'de yaşanan siyasi çekişmeler, İstanbul'daki Hakkari kökenli vatandaşlar arasında giderek artan bir kutuplaşmaya yol açtı. Şehrin bazı bölgelerinde, bu çatışmaların yankıları olarak sayılabilecek protesto gösterileri, karşıt görüşlü eylemler ve çeşitli organizasyonlar ortaya çıktı. Hem krizi büyüten yasadışı eylemler, hem de sosyal medya üzerinden yayılan asılsız bilgiler, toplumda korku ve güvensizlik hissi yaratmaya başladı. İstanbul’un bazı mahallelerinde yaşanan kavga ve tartışmalar, bu durumu daha da alevlendirdi. Güvenlik güçleri, yaşanan olaylar karşısında gerekli önlemleri almakta zorlanınca, bazı bölgelerde gerginlik tırmandı.
Bu olayların başlıca sebeplerinden biri, toplumsal medyanın gücünü doğru değerlendiremeyen birçok kişi veya grubun, provokatif içeriklerle durumu daha da tehlikeli hale getirmesi. Hakkari’de yaşanan sıcak olaylar, İstanbul’daki Hakkari kökenli insanların zihninde bazı önyargılar doğurdu. Bu önyargılar, gündelik yaşamda karşılaştıkları toplumsal değer yargıları, kültürel farklılıklar ve siyasi belirsizliklerle birleşince, büyük bir patlamaya zemin hazırladı. Zamanla bu patlama, birçok insanı etkileyen ciddi bir sorun haline geldi.
Hakkari'deki bu çatışmaların, İstanbul’daki siyasi yapıya etkisi de göz ardı edilemez. İstanbul, Türkiye’nin en büyük ve en kozmopolit şehri olması dolayısıyla, bu tür olayların hızlı bir şekilde büyümesine ve geniş kitlelerce hissedilmesine sebep oluyor. Her seçimin öncesinde yaşanan gerilimlerin fazla olduğunu göz önüne alırsak, bölgesel problemler ve bunların şehir merkezlerindeki karşılıkları, toplum üzerinde kalıcı yaralar açabilir. Bu durumu çözüme kavuşturmak adına yerel yöneticilere, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm politikalara büyük görevler düşüyor. Toplumsal bir krizle yüzleşen İstanbul'un, Hakkari ile olan bu bağı dikkatle değerlendirilmeli ve gerekli adımlar atılmalıdır.
Sonuç olarak, Hakkari'de başlayan seçim husumeti yanı başımızda büyürken, İstanbul’da da yaşanan bu durumların kaynağına inmek ve toplumsal dinamikleri doğru bir şekilde anlamak önemli bir sorun. Siyasi gerilimlerin nasıl halkı etkileyeceği ve buna nasıl bir çözüm üreteceğimiz ya da bu durumu nasıl yöneteceğimiz, ilerleyen günlerde toplumsal duyarlılığı artıracak temeller atabilir. İstanbul ve Hakkari'nin birbirine olan yakınlığını çok daha iyi anlamamız gerekiyor. Bu olaylar, Türkiye’nin geleceği açısından da önemli bir ders niteliği taşıyor.