Interpol, 1980'li yılların başında kaybolan ve uzun süredir peşine düştüğü yaralı yüz Nazmi’nin izini sürmeye devam ediyor. Uluslararası polis teşkilatı, 40 yıl boyunca unutulmaya yüz tutmuş bu dosyayı yeniden gündeme getirirken, eski görüntüler ve tanık ifadeleriyle yeni bir araştırma başlattı. Bu süreçte, Nazmi’nin kimliği ve nerede olduğuna dair bilgiler, hem Türk polisi hem de uluslararası güvenlik birimleri için büyük önem taşıyor. Bu haber, sadece bir kayıp hikayesinin ötesinde; aynı zamanda ailelerin yaşadığı acıların, devletlerin sorumluluğunun ve uluslararası iş birliğinin önemini gözler önüne seriyor.
Yaralı yüz Nazmi, genç yaşta suça karışmış bir birey olarak ilk kez 1980’lerin başında Adana'da polis kayıtlarına geçti. Çevresi tarafından 'yaralı yüz' olarak adlandırılan Nazmi, özellikle bulunduğu çevredeki yozlaşma ve suç faaliyetlerine karıştığı için sık sık gözaltına alındı. Ancak, 1983 yılına gelindiğinde, Nazmi bir daha asla bulunamadı. Öncelikle küçük suçlarla anılan ve kaçtıktan sonra izini kaybettiren Nazmi’nin durumu, ailesi ve arkadaşları için büyük bir belirsizlik oluştururken, üzüntü ve umut arasında gidip gelen bir hikaye haline geldi.
Interpol, Nazmi'nin kaybolması üzerine hemen harekete geçti ve bir araştırma başlattı. Yıllar içinde, Nazmi'nin gözaltına alındığı döneme ve o dönemdeki tanık ifadelerine ulaşarak, kaybın arka planını ortaya çıkarmaya çalıştı. Ancak süreç ne yazık ki oldukça karmaşık bir hal aldı. Nazmi'nin kayboluşu, sadece bir yerel kayıp vakası olarak değerlendirilmeyip, aynı zamanda uluslararası bir meseleyi de içine aldı. Bulunduğu ortam ve ilişkileri, onu sadece yerel bir suçlu değil, aynı zamanda o dönemdeki uluslararası suç ağlarının bir parçası haline getirdi.
Bugün, 40 yıl aradan sonra Interpol'un Nazmi'yi yeniden gündeme getirmesi, hem kaybın acısını tazeleyen hem de konuyla ilgili yeni bir umudu beraberinde getiriyor. Interpol, Nazmi'nin son olarak görüldüğü yerlerden elde edilen bilgileri güncelleyerek, dosyada yeni açılımlar yaratmayı hedefliyor. 2023 yılı itibarıyla, Uluslararası Kriminal Polis Teşkilatı, eski kayıtları taramakla kalmayıp, sosyal medya ve dijital platformlarda yapılan paylaşımları da incelemeye aldı. Bu sayede, yaşanmış hikayelerde yeni tanıklıklar veya Nazmi hakkında bilgi sahibi olan kişilere ulaşmayı amaçlıyor.
Tek bir yüz, tek bir hayat... Nazmi'nin hikayesi, sadece bir kayıp değil; aynı zamanda bir toplumun suçla olan mücadelesinin, çaresizliğinin ve ailenin yaşadığı derin acının bir sembolü haline geldi. Interpol, Nazmi’nin peşindeki çalışmaları sürdürerek, kaybolmuş bir hayatın izlerini takip etmeye kararlı. Kayıp hikayesinin detayları ve Nazmi’nin izini süren aile üyeleri ile yapılan röportajlar, sürecin ne kadar derin ve çetrefilli olduğuna dair önemli ipuçları sunuyor. Aile üyelerinin yıllar süren acı bekleyişi, uluslararası iş birliği ve adalet arayışının da simgesi.
Sonuç olarak, Nazmi'nin hikayesi, sadece bireysel bir kayıp değil; aynı zamanda toplumsal sorunların, uluslararası güvenlik tehditlerinin bir göstergesi. Interpol’un 40 yıllık savrulan bu dosyayı tekrar masaya yatırması, sadece kayıp bir bireyin hikayesini değil, aynı zamanda kayıpların ardında yatan derin soru işaretlerini de gün yüzüne çıkarıyor. Herkesin aklındaki tek soru şu: Yaralı yüz Nazmi, nerede? Ve bu sorunun cevabı, sadece onun için değil, aynı zamanda tüm kayıp yaşamlar için büyük bir umut taşıyor.