Yalova'da düzenlenen DEAŞ operasyonu, terörle mücadele eden güvenlik güçlerimizin cesaretini bir kez daha gözler önüne serdi. Ancak operasyon sıradan bir başarı hikayesi olarak değil, içimizi acıtan bir kayıpla sonuçlandı. Ne yazık ki, 3 kahraman polisimiz bu operasyonda şehit düştü. Bu olay, hem Yalova halkını hem de tüm Türkiye'yi derinden sarstı. Terörle mücadeledeki kararlılığımızı artırırken, kaybettiğimiz bu değerli evlatlarımızı da unutmamak gerekiyor.
Türkiye, son yıllarda artan terör saldırıları karşısında sıkı bir mücadele veriyor. Özellikle DEAŞ gibi uluslararası terör örgütleri, güvenlik güçlerinin hedefinde. Yalova'da gerçekleştirilen operasyon, bu mücadelenin bir parçası olarak planlandı. Güvenlik birimleri, operasyon öncesi detaylı istihbarat analizleri yaparak teröristlerin saklandığı adreslere derinlemesine bilgi sahibi oldu. Hedef alınan yer, DEAŞ’ın Türkiye üzerindeki etkisini kırmaya yönelik önemli bir noktadaydı.
Operasyonun başlangıcı, güvenlik güçlerinin ani bir baskın yapmasıyla gerçekleşti. Ancak, beklenmedik bir çatışma ortamı doğdu. Bu aşamada, teröristlerle yapılan sıcak temas sonucu 6 terörist etkisiz hale getirildi. Ancak maalesef, bu süreçte 3 kahraman polisimizin yaşamını yitirmesi oldukça acı bir sonuç olarak kayıtlara geçti.
Şehit olan polislerimizin isimleri ve aileleri, uluslararası terörizme karşı yürütülen kahraman mücadelenin sembolleri olarak anılacak. Bu ailelere ve sevdiklerine destek olmak, toplum olarak üzerimize düşen bir görev. Her bir şehidimiz, Türkiye’nin bağımsızlığı ve güvenliği için canlarını feda eden cesur yüreklerdir. Çocukları, eşleri, anneleri ve babaları, bu acı kayıplarını yüreğinde taşıyacak. Ancak bilmelidirler ki, millet olarak onların acısını paylaşıyoruz ve şehitlerimizi asla unutmamak için elimizden geleni yapacağız.
Bölgede yaşanan chaos ve terörizmin can aldığı her kayıp, ülkedeki huzur ve barışa doğrudan bir tehdit oluşturuyor. Bu nedenle, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, güvenlik güçlerini eğitme ve donatmadaki kararlılığı daha da artacak. DEAŞ’a ve diğer terör örgütlerine karşı topyekûn bir mücadele içinde olduğumuz gerçeği, hem güvenlik birimlerimizin hem de milletimizin en büyük motivasyon kaynaklarından biridir.
Yalova’daki operasyon, ne yazık ki bir kayıpla sonuçlandı ancak bu olay, Türkiye’nin terörle mücadelesindeki kararlılığını ve azmini daha da güçlendirdi. Gelecek günlerde, bu tür operasyonların devam edeceği, terör yuvalarının bir bir çökertileceği görülüyor. Güvenlik güçlerimiz, belirledikleri hedefleri bir bir yok ederek, terör örgütlerinin etkisini azaltmak için tüm imkanlarını seferber ediyor.
Böyle dönemlerde, toplumsal dayanışma ve birlik olma duygusu büyük önem taşıyor. Her bir vatandaşın, şehit ailelerine destek olması, toplumun kenetlenmesi ve yeniden yapılanması adına hayati bir öneme sahiptir. Bu tür acılarda birlikte olunan her hareket, Türkiye’nin geleceği açısından da oldukça değerlidir. Şehitlerin hatıralarını yaşatmak, uygulamaları ve tedbirleri almak, ulusal güvenliğin ön planda tutulması, hepimizin ortak hedefidir.
Sonuç olarak, Yalova'daki DEAŞ operasyonunda yaşanan talihsiz olay bizlere bir kez daha gösterdi ki terörle mücadele etmek bir vatandaşlık görevidir. Hep birlikte, şehitlerimizi yaşatacak, onların hatıralarına sahip çıkacak ve bir daha böyle acılar yaşamamak için mücadelemizi sürdüreceğiz.